Genç Doku dergisi, Mart ayında yayınlanan 46.sayısıyla yine dolu dolu…

 

Gençlik, sorunlarına çözüm bulsun diye değil; çözüm üretmeye başlasın diye dosya konularını titizlikle belirleyen Genç Doku, renkli içeriğiyle yine raflardaki yerini aldı.Şuurlanmak için yeterli kaynaklara sahipken, şuursuz gençlerden müteşekkil kalabalıklara her geçen gün daha fazla şahit olmak içimizi acıtıyor. Bu ay biraz daha şuurlanalım diyoruz ve soruyoruz: Çok mu meşgulüz yoksa kendimizi mi meşgul ediyoruz?

gencdoku-mart-2

Gençlik boşa gitmesin, gençler harcanmasın, gençliğin sorunları çözümsüz kalmasın diye bu ay yine herkesi ama özellikle de gençleri ilgilendiren bir sorunu daha ele alalım istedik. Elimizden kayıp giden zamanlarımızı, işimizden gücümüzden artakalan ‘boş vakitlerimiz’i irdeleyelim, ömrümüzü ve ömrümüzün her zaman dilimini nasıl harcadığımızı bir kez daha gözden geçirelim istedik. Neye ‘hobi’ dendiğini, yaygın kabul gören hobileri, hangi hobilerimiz olabileceğini ve bunlarla birlikte ‘hobi’ diye bir kavramı kabul edip edemeyeceğimizi masaya yatırdık.

gencdoku-mart-3

Bu ayki yazısında Nureddin Yıldız Hocamız, “Cennet köşklerini isteyenin boş vakti olur mu hiç?” sorusuyla zaman algımızda tashih etmemiz gerektiğine dikkat çekiyor: “Boş vakit, boşlukta olanın elindedir. Kendine yer bulamayanın ve bulunduğu yeri kendinin zanneden kişinin durumunda boşluk vardır!”

İstiğfarı, Kur’an okumayı, dua etmeyi, eş dost ve hoca ziyaretini ihmal etmememiz ve yaygın kabul gören hobilerle zaman kaybetmeden bu önemli davranışlarımızı yaşatmamız gerektiğine vurgu yapan Salih Eğridere, “Bir ayetin tefsirini öğrenmek, bir hadis ezberlemek hobi değil midir? Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellemin mübarek ağzından akan bal damlaları lezzet vermez mi insana? Zihnimizi açmaz mı? Yorgunluğumuzu gidermez mi? Bunlar da hobi değil mi?” sorularına çözümler sunuyor. Hayati Kaan Özer de “Boş İşlerle İşimiz Yok!” başlığı altında kaleme aldığı yazısıyla mâlâyani işlerimizi 4 kategoride ele alıyor, nihayetinde Kur’an ve sahih sünnetten en pratik ve en net çözümlerle bizleri baş başa bırakıyor.

Hilal Furkan Hanımefendi, özellikle hanımların takıntı haline getirdiği bazı hobilere karşı nasıl hobifobik bir tavır takınmamız gerektiğine değiniyor. Eskiden yaygın bulaşıcı hastalıklar gibi şimdi her şeyi değerlendirme ve her anı lüzumsuz bir işle doldurma sorununu oldukça ilgi çekici bir üslupta ele alıyor.

gencdoku-mart-4

Mehmet Nezir Gül, Avrupa Notlarını bizlere aktarmaya başladı. Bu ayki yazısında Bremen’e doğru olan yolculuğundaki izlenimlerini ve düşüncelerini bizlerle paylaştı. Açıkçası çocukluk yıllarımızdan bu yana aklımıza ilk olarak mızıkacıları ile ilgili zorunlu bir çağrışımı olan bu yazıdan anladık ki Bremen’de görülmesi gereken çok şey varmış…

‘Geçmiş Zaman Odur ki’ ve ‘Zaman Makinesi’ sayfalarımızın mimarı Mehmet Erturan, Çanakkale’nin neden milli ve ulusal bir dava olmadığını hatırlatıyor bu defa…

Evliya Çelebi, İstanbul’da gezilerini sürdürmeye devam ediyor. Geçmişten bugüne bakarken bir futbol maçında yaşadığı şaşkınlıkları bizlerle paylaşıyor bu ay: “İstadyumda Ceng Edülür, Adına ‘Fütüh-bol’ denülür!”

Bu ay gündemden ve güncelden yine kopmadan, birbirinden farklı yazı ve yazarlarımıza yine yer veriyoruz. Terörizmin finans kaynaklarının kökünü kurutmak için hukuksuz olmaz diyor ve Av.Sevban Ceylan’dan dinliyoruz: “Terörizmin finans kaynaklarının önlenmesi üzerine…”

gencdoku-mart-5

Abdülaziz Yılmaz, hobilerle ilgili olarak bir gencin yaşanmayasıca tecrübelerini ibretlerimize sundu. Sadece yaşamak için değil, tersinden bakıp yaşanmaması gerekenleri de yaşamamak uğruna okunsun istedik.

gencdoku-mart-6

Mehmet Dinç ise eğitim konusunda yaşadığımız sorunları sadece ele alıp bırakan değil, çözüm önerileriyle birlikte kaleme alan bir makalesini paylaştı. Eğitim konusunu önemsiyoruz, çünkü hepimiz pek çok sorunun kaynağı olarak aynı adresi gösteriyoruz…
Genç Doku yeni sayılarıyla sizin için yeni gündemler oluşturmaya devam edecek…