Zihnine Peygamber gözlüğü takarak Kur’an nuruna idrakini çeviren Sosyal Doku Derneği, ‘’Adanmış insan, adanmış Müslüman’’ olan ve İslâmın sadrında nefes almış davetin veciz temsilcisi Mus’ab bin Umeyr’in inşa sorumluluğunu ‘’kavli halden fiili hale’’ hareket ettirmek hasebiyle ‘’Veli Buluşması’’ organizasyonu tertip etti.
İski İkitelli sosyal tesislerinde düzenlenen, çocuklarımızın mimarları olan anne ve babalara imar esası ve İslâma adanmanın anlatıldığı organizasyonda toplantının temeli ‘’imar temelinin sağlamlılığı’’ üzerine kuruldu.
Misyonu zaman, denge ve hedef olan Sosyal Doku Derneği Mus’ab’ların yetiştirilmesi konusunda asrın vaktini, Firavun’a giden Musa (as)’a öğretilen usulün dengesini ve baki hedef olan asr-ı saadetin sadrının yüreklerde atması gerektiğini temel alan projesini ‘’öğrencilerimizin mimarlarına’’ tebliğ etti.
Merkezinde bir hücre annenin ve bir hücre babanın olduğu periferde ilahi nimet olan çocukların bulunduğu dokunun diğer dokuların derdiyle dertlenmesi için onlarla kesişmesi gerektiği bu kesişimin koordinatlarını Peygamber (sav) gözlüğü ile Kur’an’a bakılarak çizilmesi gerektiğini ifade eden ve bunun davetçilerin mimarlarına anlatıldığı toplantımız kürsü konuşmaları ile devam etti.
Omzunda Mus’ab bin Umeyr’in örneği ile yola çıkan derneğimizin Yönetim Kurulu Başkanı Başkanı Mehmet Salih Beşir çıkılan bu yolda beraber yürümeyi teklif etti. Salih Beşir, bir doku haline gelen yüreklerimizin buluşmasının sürekli olması gerektiğine temas ederek velilerin eğitim faaliyetlerinde aktif olarak bulunmasının önemini vurgulayarak konuşmasına son verdi. ,
Merkezinde İslâm çevresinde akademi, şuur, sosyalite ve kültürün olduğu eğitim politikamızı anlatmak üzere Eğitim Koordinatörü Cemal Yılmaz okunup adam olunan bir devirde okuryazar değil; okuryaşar olarak kul olmanın prensibiyle yola çıkan eğitim faaliyetleri hakkında geniş bilgilere yer verdi.
Derneğimizin onursal başkanı Nureddin Yıldız hocamız ailenin mimarlarına çocuk yetiştirmenin prensiplerini anlattı. Evlatların iman binalarının temelini İslâm usûlü olmadan atan ailelerin ‘’camdan çocuk’’ yetiştireceklerine dikkat çeken hocamız bu şekilde yetişen çocukların çevrelerindeki fitne tohumlarına yenik düşeceğini dile getirerek kırılgan olacaklarına dikkat çekti.
Her aile çocuğunu ufkunda en güzel noktaya konumlandırır. Hocamız, bu isteğin bir bedeli olduğunu ifade ederek gülün dikeni vardır mantığıyla evlatların nimet olduğunu kusursuz nimetin sadece cennete olacağına değinerek çocuklarının Mus’ab olmasını isteyen ailelerin bunun bedelini ödemeye hazır olmaları gerektiğini ifade etti.
Hocamız, konuşmasına ailenin mimarları olan velilere ‘’çocuk yetiştirme usulü’’ konusunda dikkate şayan açıklamalarıyla devam etti:
Çocuğu Allah yaratıyor; çocuk Allah’ın…
Çocuğun sahibi olduğunu sanan aileler çocuklarına iyi bir ortam sağlayacağım derken hadlerini aşmaktadırlar. Bu çocukların kaderlerine razı olmalarını zorlaştırmaktadır. Sözün özünü Allah söyler. Çocuğun sahibi Allah’tır mealiyle ‘’çocuğa karşı sabrın’’ çocuğun sahibinin Allah olduğunu hatırlayarak sağlanabilinir.
İstişare etmek:
Ailelerin kendi evlatları üzerinde uzman olamadıklarına dikkat çeken hocamız çocuklara fiili müdahalede bulunmanın zorluğuna temas ederek istişare edilerek uzmanlaşılacağına dikkat çekti.
Umutsuzluğa kapılmamak:
Hayat sahnesi son bulana kadar garanti altında olamayacağımızı belirten hocamız umutsuzluk ile rehavete kapılmak arasındaki ince çizginin üzerine basmadan büyük bir gayretle ailelerin vazifelerini bırakmamalarına temas etti.
Allah açık el görmek ister:
Çocukların manevi binalarını inşa eden ailelerin dua ile iman binalarını sağlamlaştıracağını söyleyen hocamız Üstad Necip Fazıl Kısakürek’in dediği gibi ‘’ellerimiz karıncalanıncaya kadar’’ dua etmeliyiz dedi.
Hocamız ‘’çocuk yetiştirme usulünün’’ koordinatlarının akleden yüreklere yazılmasının gerekliliğini hatırlatarak konuşmasına hayır duaları ile son verdi.
Buluşmamız, katılımcı velilerin görüş ve taleplerini arz etmeleri ile son buldu.