Yürüyüş devam ediyor.
Elifelif, örnek olmak istediği insan profiline “Helal Gıda Özel Sayısı”yla ağzını, “Medya Özel Sayısı”yla nazarını/aklını ve “Evliliğe Hazırlık Özel Sayısı”yla da -hadisteki ifadeyle- iki bacak arasını garantiye almayı işaret ediyorsa bu sayı elbette “Dil Özel Sayısı” olmalıydı. Çünkü Efendi’miz aleyhisselam hadislerinde “Kim bana iki çenesi ile iki bacağının arasını garanti ederse ben de ona cenneti garanti ederim.” buyuruyorlar. Dininin yarısını bulup evlenenlere nebevî ikinci ikaz olan dil gündemimizde.
İslami hayat, aile hayatı, çocuk sağlığı ve davranışları, dinî kimliğin gerektirdiği tavırlar vb. birçok konuda İslami bir çerçeve çizmeye çalışan Elifelif Dergisi, farklı alanda uzman birçok ismi güz sayısında yine bir araya getirdi.
Eşini şehit vermiş bir kadının, şehidine yazdığı bir mektupla başlıyor dergi. İsyan etmeyen bir eş, Esma Hüseyin sesleniyor: “Umudumu kaybetmemeyi öğreniyorum!”
Her sayısında ilmihâle yer veren dergide İlmihâl yine gözde sayfalardan.
Boşuna konuşmalardan sıyrılmak için doğru soru şu: “Ağzı olan konuşmalı mı?”
Nebevi bir hayatsa amaç en doğru kaynak elbette Sünnet’tir. Elifelif, izin alma ve selam konularını bizzat kaynağından, Sünnet’ten öğrenmek için kolları sıvadı.
Yaşar Değirmenci, unuttuğumuz iki hasleti güz sayımızda bizim için kaleme aldı, bir daha hiç unutmamak adına: Dil ve Nezaket.
Sosyal Doku Vakfı Ahlak Eğitmeni Talha Yiğit’ten Müslüman’ın dilinden çıkınca âlemi inleten zikirler…
Merve Erturan, ümmeti bölük pörçük eden tartışmalara kalbimizde bir nokta koydu. Tartışma ey Müslüman, ümmeti eritiyorsun!
Samet Öztürk, bize bizi anlatan, okunası bir yazı kaleme aldı: “Müslümanlar arası diyalog günah mı?”
Ayaklarının altına cennet serilen kıymetlimiz, annelerimiz bir “Öf”ü bile hak etmiyor. Anneye karşı incelikler, Nureddin Yıldız Hocaefendi’nin kaleminden…
Boşanmanın şakası olur mu? Hayır! “Bu işin şakası yok!”
Çocuğunuz yalan mı söylüyor? Peki, sebebini biliyor musunuz? Uzman Klinik Psikolog Aynur Sayım, anne ve babalara sesleniyor bu sayıda.
Güz sayısının en önemli yazılarından biri Yrd. Doç. Dr. Fırat Erdoğan’ın yazısı. Çocuklardaki Konuşma Gecikmesi ve Dil Gelişim Bozuklukları, günümüzün en büyük sorunlarından biri.
İFAM Kurucu Başkanı İhsan Şenocak Hoca’mızın rahlesine oturuyoruz bu sayımızda. Kürsüden hakikatler yankılanıyor ve Hz. İsmail örneği gözlerimizin önünde duruyor.
Bahri Kılıç Hocaefendi, dilimizden fersah fersah uzak olması gereken iki belayı yazdı: Gıybet ve nemime.
Resûlullah aleyhisselamın dilinden düşmeyen duaları ezberlemek ister misiniz? Güz sayımızda, dilimize en çok yakışanı, duayı unutmadık.
Her sayısında çocuklara da yer vermeyi unutmayan Elifelif dergisi, çocukları hayvanlarla tanıştırıyor. Bu sayımızda konuğumuz bir inek.
Prof. Dr. Mehmet Yaşar Kandemir Hocaefendi’nin “Hadis Dede”miz olduğunu duymayan kaldı mı?
Her sayıda çocuklarımızın ahlaki gelişimlerini tamamlamak için yardımcı kitapların tanıtıldığı “Ben Bir Kitap Kurduyum” sayfası bu sayısında Nasreddin Hoca’yı ağırlıyor.
Elifelif’in güz sayısının arka kapağını görmeyen ve buna “Amin” demeyen kalmasın!
Elifelif, “Dil Özel Sayısı”yla tam 152 sayfa ve Gençdoku dergisiyle birlikte herkese hediye!
www.gencdoku.com
www.twitter.com/gencdokudergi
www.facebook.com/gencdokudergi
Toplum olarak kendi gündemini kendi iradesiyle inşa eden bireylerden mi oluşuyoruz, yoksa bizler için sunulmuş hazır gündemlerin mi peşindeyiz?
Umrumuzda olan neler var, neleri önceliyoruz ve gündemimizin ana başlıklarını hangi hususlar oluşturuyor?
Bu ülkenin ve özellikle de Türkiye gençliğinin gündem algısını sorgulayan Kasım sayımızla Gençdoku, zengin içeriğiyle raflardaki yerini yine dolduruyor.
Ahmet Taşgetiren’le gündem inşa sürecinin nasıl gerçekleştiğini ve eksen kayması tartışmalarını konuştuk bu ay. Hangi eksenimizin ucu kimin elinde? Hazır gündemlerden kurtuluyor olmamız kimleri rahatsız ediyor? Bunları soruyor ve yanıtlarını sizlerle paylaşıyoruz…
Bir diğer söyleşimiz Bekir Develi ile… Rol modelleri insanların zihnine sokan film ve mizah kültürünü konuştuk kendisiyle. Batıda kahraman olmamasına rağmen neden senaryonun bol olduğunu, bizde ise neden tam tersi bir durum yaşandığını sorguladık.
Hikayeler hızla yenileniyorken, unutulmaması gereken gerçek hikayelerin altını ısrarla ısıtıyoruz. Türkçe Ezanın Hikayesini Biliyor Musunuz? Diye soruyor Muharrem Coşkun, zulüm dönemini inkılap dönemi diye kakalayanlara inat olsun diye “Lütfen yaşlılarınızı dinleyin!..” diyor…
Yrd.Doç.Dr.Halil İbrahim Kutlay Hocamız, Son devir Osmanlı alimlerinden Emin Saraç Hocaefendi ile ilgili anılarını anlatıyor.
Nureddin Yıldız Hocamız, “Alt Yapın Güçlü Olsun” diyor ve gündemini kendi elleriyle inşa eden gençler için iradeyi sağlamlaştırma formülleri sunuyor.
Selvigül Kandoğmuş Şahin, şuurunu şiiriyle yoğuran Sezai Karakoç’a selam gönderiyor ve genç şairler için ilham kaynağı önder isimleri tek tek sıralıyor…
Her evin kıblesi, her çocuğun neşesi, her büyüğün eğlencesi olan televizyonun, gündem aktarım organı olarak başımıza getirdiği belalara bir de Samet Öztürk değiniyor. Onla da olmuyor, onsuz da olmuyor diyor, ama bir orta yolu mutlaka vardır bu televizyonla yaşamanın…
Ercan Yılmaz, bir çay sohbeti tadındaki yazısıyla İstanbul’un Selimiyesi’nden sesleniyor gençlere… “Bunlar da oldu!” diyerek yakın tarihin karanlık sayfalarında kaybolmaya yüz tutmuş dehlizlere iniyor, ardından aklına takılan sorularla zihnimizi harmanlıyor.
Dergimize her ay edebî zenginlikler katan Hilal Furkan Hanımefendi, idareli bir hayal kuruyor bu ay. Çocukluğunu unutana da çocukluğundan hiç çıkamayana da soruyor: Sahi, siz hiç çocuk oldunuz mu?
Yavuz Gencer, ‘düşünmenin düşmanı’ olarak takdim ettiği medyayı doğallaştırma teşebbüsünde bulunuyor ve “Organik Medya İstiyoruz” diyor. İmaj deliliği ekseninde kaybedilen tüm doğallıkları gözler önüne seriyor ve anlamsızlaşan sözcüklerle iletişim kuramayacağımızı belirtiyor.
Vedat Sağlam, son yüz yılın hızlı tarihini bir geri sarıp yavaş yavaş dikkatlerimize sunuyor. Tarih okumanın ötesinde olan bitenleri anlayabilmek için önemli köşe taşlarını gözlerimizin önüne seriyor. Necip Fazıl’ın ifadesiyle “Abdülhamid’i anlamak, her şeyi anlamaktır…” diyor.
Gündem kaynaklarımız arasında artık en başı çeken sosyal medyayı ehlileştirmeye çalışan yeni bir arkadaşımız var bu ay: Cesur Küçük, facebook’a, twitter’a ve benzerlerine göz atıyor ve daha evcil, daha bizden bir sosyal medyanın izlerini sürüyor…
Tüm bunların dışında Kültür Sanat sayfamızda, hayatın kalbine doğru kitaplarla birlikte seyahat ediyoruz. Farklı yaş grupları için kitap okuma listelerimiz var. Ayrıca Nureddin Yıldız Hocamızın herkes için okunmaya değer bir mektubu yine bu ay Gençdoku’da…
Hayırlı okumalar dileriz…
www.gencdoku.com
www.twitter.com/gencdokudergi
www.facebook.com/gencdokudergi
