Bir Öğretmene Mektup
Selamünaleyküm.
İçine kapanık, kendini kurtarmanın ötesine geçmeyen bir anlayış Rabbanî anlayış değildir. Bütün insanları içine sindirebilecek bağırlar mü’min bağrıdır. Hepimiz, dinimizin görevlisiyiz. Hepimiz, insan olmanın bedelini ödemeye hazırız. Mü’min idraki böyle olmalıdır.
Her mü’min kendini, Allah’ın ona lütfettiği kabiliyet ve imkânlar dahilinde görevli saymalıdır. Hepimiz öğretmeniz; öğrenir ve öğretiriz. Özellikle mesleği öğretmen olanımız için ise ilave edilebilecek bir kaç cümlemiz daha vardır:
a- Bizde ilim amel içindir. Öğreten öğrettiğini yaşamadıkça bereketli bir öğretim yapamaz. Başta ahlâk olmak üzere, ilim öğretmenin üzerinden izlenebilmelidir. Bu, öğretmeni müessir hâle getirir.
b- Merhamet ve sabır öğretmede iz yapmanın iki ana silahıdır. Acele etmemek ve merhametle muamele etmek kazandırır.
c- Kim hangi branşta öğretmenlik yapıyorsa, o branştaki gelişmelerin gerisinde asla kalmayacak. Sürekli kendisini tazeleyecek, yenileyecek. Mesleğinin ikinci sınıfı durumunda bir öğretmen de müessir olamaz.
d- Öğretmen, notunu silah olarak kullanmamalıdır. Silah olarak ikna etmeyi ve sabırla beklemeyi kullanmalıdır ki farklı olsun.
e- Muvaffak bir öğretmen çok iyi istişare eden öğretmendir.
f- Öğretmen, bulunduğu noktayı, cephenin en uç noktası olarak görmeli ve o titizlikle görev yapmalıdır.
g- Öğretmen, mesleğini davasına hizmete ettirerek dünyalık ve ahiretlik fırsatları aynı anda değerlendirmiş olur. Çokça dua ederek, asla sabırdan vaz geçmeyerek, insan ilişkilerinde kendimizi geliştirerek, evde ve işte öğretmen durumunda yaşamaya çalışacağız ki Allah’ın yardımı ile yol alalım. İşiniz mübarek olsun, bereketli olsun.
NUREDDİN YILDIZ